By DEM Parti Eş Genel Lideri Tülay Hatimoğulları, “Öcalan’ın gerçekleştirmiş olduğu davet çok değerli bir davet. ve bu davetin ardından Türkiye’de silahların susması, barışın konuşması ve birebir vakitte bir demokratik toplum yapısına yanlışsız bir değişim ve dönüşüm yaşamamız için bugün Türkiye’nin 100 yıllık tarihine dönüp, baktığımızda en değerli dönemeçlerden birini yaşamaktayız. Toplumun tamamı tarihi bir ana tanıklık ediyor” dedi.
DEM Parti Eş Genel Lideri Tülay Hatimoğulları, partisinin Sezai Karakoç Diyarbakır Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlediği ‘Demokratik Mahallî İdareler Orta Devir Bayan Toplantısı’na katıldı. Toplantıya ayrıca Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Serra Bucak ve birtakım belediyelerin bayan eş liderleri ile partililer katıldı. Burada konuşan Hatimoğulları, “Buradan bilhassa kayyumcu zihniyete bir kere daha sesleniyoruz. Bugün barışın ve demokratik toplumun, toplum sürecinin konuşulduğu bir periyotta kayyumcu anlayış ve baskıcı rejimin nitekim artık faaliyetlerinin son bulması gerekiyor. Bugün atılacak en temel adımlardan birisi, bu sürece dair kayyum yasasının bir an evvel lağvedilmesi ve atanmış kayyumların geri çekilmesi, gitsinler valilik yapsınlar, kaymakamlık yapsınlar, halkın seçmiş olduğu belediye eş liderleri vazifelerinin başına gelsin. Bu toplumun en doğal hakkıdır. ve bizler ümit ediyoruz ki bilhassa barışı konuştuğumuz bugünlerde, demokratikleşme paketlerinin konuşulduğu bugünlerde, bu kayyum rejiminden bir an evvel vazgeçilir. Biz HDP periyodunda de artık DEM devrinde de kayyum rejimiyle ne yazık ki çok tanış olduk. Şimdiyse kayyumcu zihniyetin ve anlayışın batıda süratle yayıldığını görebiliyoruz. Bunu asla kabul etmiyoruz ve yeniden 14 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne dönük gerçekleşen operasyonu asla gerçek bulmadığımızın burada bir defa daha altını çiziyoruz” dedi.
‘TEK DERMANIMIZ BARIŞ’
Hatimoğulları, “Öcalan’ın gerçekleştirmiş olduğu davet çok kıymetli bir davet. ve bu davetin ardından Türkiye’de silahların susması, barışın konuşması ve tıpkı vakitte bir demokratik toplum yapısına gerçek bir değişim ve dönüşüm yaşamamız için bugün Türkiye’nin 100 yıllık tarihine dönüp, baktığımızda en değerli dönemeçlerden birini yaşamaktayız. Toplumun tamamı tarihi bir ana tanıklık ediyor. Sahiden bu periyotta Orta Doğu’da silahların konuştuğu, bayanların katledildiği, apaçık satıldığı bir yerde, bir ortamda bizim barışa ne kadar gereksinimimiz olduğunu sanırım en uygun biz bayanlar biliyoruz. Kentlerimizde halkların tamamı eşit ve özgür yaşayabilmeli. Kentlerimiz bir halkın değil, bütün halkların dostu olabilmeli, bütün halkların konutu olabilmeli. Ana lisanda hizmet olmalı. Kentimizde bayana, çocuğa, engelliye, tabiata, hayvanlara karşı bütün şiddet son bulmalı. Bunun için elbette ki çok sistematik bir çalışmaya gereksinim var. Bunu da pekala başta mahallî idareler olmak üzere merkezi hükümetin yapacağı çok şey var bu manasıyla. Bugün barışı konuşurken bunları konuşmaya muhtaçlığımız var. Bunların en başında kayyumun ortadan kaldırılmasıyla ilgili yasanın ivedilikle çıkarılması, bununla bir arada lokal idarelerin daha da güçlendirilmesidir. Demokratik topluma giden yol buradan geçer. Bayanlar erkek hâkim zihniyette, zihniyet anlayışının eseri olarak katledildik. Bayan cinayetlerinde katledildik. Bayanlar savaşlarda köle üzere alınıp satıldık. Bayanlar tacize, tecavüze maruz kaldık. Bayanlar göç yolunu tutmak zorunda kaldık. Artık kâfi. Artık barış diyoruz. Barış, barış, barış. Tek dermanımız barış” diye konuştu.
