By Fenerbahçe’nin grup kaptanlarından Dusan Tadic, kulüp televizyonuna, kişisel ve ekibin performansı ile Süper Lig’de kalan son 7 hafta hakkında açıklamalarda bulundu.
“EN KIYMETLİSİ ELDE ETTİĞİMİZ ZAFERDİ”
Ligin 31. haftasında 3-1 kazanılan Sivasspor galibiyetini kıymetlendirerek kelamlarına başlayan Tadic, şunları dedi:
En değerlisi elde ettiğimiz zaferdi. Sivasspor ligde kalmak için gayret eden bir ekip. Sıkıntı maç olacağını biliyorduk ve münasebetiyle yüksek bir gayret ortaya koydular. Bu şekil rakiplere karşı oynuyorsanız maçlar zati kuvvetli geçer. Ne kadar güçlü kurallar olursa olsun kazanmasını bildik. Kaliteli gruplar, birinci yarı güzel bir iş çıkardılar. Bu maçtan evvel 8 final maçımız vardı. Bu maçı ardımızda bıraktık ve 7 maçımız kaldı. Şimdiki gayemiz önümüzdeki maçımızdan galibiyetle ayrılmak.
“EN DEĞERLİ KISIM MAÇLARI KADRO OLARAK GALİBİYETLE NOKTALAMAK”
Avrupa’da son 7 dönemde hem gol hem de asist istatistiğinde 10 gol ve 10 asist barajını aşan tek futbolcu olması hakkında ise Tadic, şu halde konuştu:
Elbette bu türlü bir istatistiğe sahip olmak çok beğenilen ve hoş bir şey. Esasen ofansif bir oyuncuysanız şayet bu durum sizler için kaçınılmaz. Asist yapıp goller atarsınız ve ekibiniz için değerli olmaya çalışırsınız. Bunların yanında grubunuza defansif manada da yardımcı olmanız gerekiyor. Grubunuza yardımcı olmak için mantalite ve karakter koymanız gerekiyor. Yalnızca ofansif değil, bu ögeleri da saymamız gerekiyor. Bu her vakit birçok insan tarafından görülmez. Genelde beşerler gollere ve asistlere bakarlar. Doğal öteki kıymetli durumlar da var. Bazen gol ve asist yapamayabilirsiniz ancak defansif manada kadroya yardımcı olmanız gerekiyor. En kıymetli kısım maçları grup olarak galibiyetle noktalamak. Siz de bu durumda kadroya katkı sağlamak zorundasınız. İstikrarı sağlamanız, fit olmanız ve profesyonel bir halde yaşamanız gerekiyor. Hasebiyle gol ve asist dışında saydığım bu ögeler da çok kıymetli.
“LİDERLİK ETMENİZ VE TERTİBE KATKI SAĞLAMANIZ GEREKİYOR”
Tadic, sarı-lacivertli gruba yönelik yapılan tenkitlerle alakalı görüşlerini de şu sözlerle aktardı:
Bunlar futbolun içerisinde olağan olan şeyler aslında. Ekibin içerisinde hem en deneyimli hem de kaptanlardan biri olduğunuz vakit olağan ki omuzunuzdaki sorumluluklar çok lakin çok büyük oluyor. Sonuçlar güzel gitmediği vakit teknik yöneticiler, deneyimli futbolcular, kaptanlar ve idare suçlanır. Hasebiyle bu tip durumlar futbolda olağan şeyler. Fenerbahçe üzere büyük bir camiadaysanız bu tip tenkitlerin de olması çok olağan. Burada en kıymetli şey kim olduğunuzu bilmeniz. Kadronuza nasıl katkı sağladığınız ve istikrarlı olmanız çok kıymetli. Dönem içerisinde yeterli yahut berbat maçlar oynayabilirsiniz lakin burada kıymetli olan istikrar. Kadronuz için en uygununu istikrarlı bir formda ortaya koymaktır. Daha evvel söylediğim üzere gol ve asist yapmanız dışında, çaba vermeniz, liderlik etmeniz ve tertibe katkı sağlamanız gerekiyor. Münasebetiyle ben bütün tenkitleri olağan karşılıyorum. Bütün bunların sonucunda bir çizgi çekerek, neler yapıp neler yapmadığınızı görmüş olursunuz. Bu tip şeyler futbol içerisinde olabiliyor. Bu biraz kültürle de alakalı olabilir. Buna ‘Sırp’ ya da ‘Balkan kültürü’ diyebilirsiniz. Burada da olan bir şey bu. Bir maç dünyanın en makûs futbolcusu olarak addediliyorsunuz, öbür maçta da en uygun futbolcu olarak lanse ediliyorsunuz. Bu türlü bir ortamda futbol oynuyoruz. Türkiye’de de kendi ülkem Sırbistan’da da var olan bir şey bu. Bu olağan bir şey. Kültürümüzde yaşadığımız bir şey. Bizler biraz daha duygusal insanlarız. İngiltere, Hollanda yahut Almanya’ya baktığımızda onlar bu noktada daha farklı halde tepki gösteriyorlar, daha farklı hareket ediyorlar.
“GÜZEL BİR CÜMLE”
Geçen dönem kendisiyle yapılan bir röportajda kullandığı, ‘Biz kurban değiliz, savaşçıyız’ kelamlarının hatırlatılması üzerine deneyimli futbolcu, şu formda konuştu:
Güzel bir cümle. Çok beğenilen bir şey bu dövmenin yaptırılmış olması. Bu cümleyi birinci psikoterapist bir arkadaşımdan duymuştum. Kendisi ünlü birisi, kulüplerde de çalışmış birisi. Bize şunu kaygısı, ‘Bizler kurban değiliz, savaşçılarız ve sonuna kadar da savaşacağız.’ Bu cümle içerisinde şunu da anlayabiliriz, mazeret gösteremeyiz. Münasebetiyle mazeret göstermeden savaşmaya devam etmeliyiz. Bu cümle daima aklımda. Esasen burada gerçek olan şey de insanları ya da diğerlerini suçlamak yerine her vakit kendimize bakmamız çok değerli.
“FENERBAHÇE İÇİN ELİMİZDEN GELENİN EN DÜZGÜNÜNÜ ORTAYA KOYACAĞIZ”
Şampiyonluk yarışında Galatasaray ile puan farkının 3’e inmesine ait de açıklamalar yapan Dusan Tadic, ligde kalan 7 haftada taraftar takviyesine de değinerek, şu sözleri kullandı:
Bu, beraberinde ruhsal bir avantaj da getiriyor. Fark 11 puandan 3’e düşüyor. Doğal ki bu büyük bir avantaj. Lakin şu an denetim edebildiğimiz, elimizde olan şey oynayacağımız 7 maç. Hasebiyle bu oynayacağımız 7 maça odaklanmamız gerekiyor ve kalan 7 maçta elimizden gelenin en güzelini ortaya koymalıyız tüm maçları kazanabilmek ismine. Sonrasında çok istediğimiz şampiyonluğu elde edebilmek için kâfi olacak mı göreceğiz. Bu şampiyonluk hakikaten çok lakin çok değerli. Alışılmış ki bu noktada taraftarlarımıza da gereksinimimiz var. Bizler her vakit onların takviyeleriyle çok daha güçlüyüz, buna hiç kuşku yok. Şundan eminiz ki her zamanki üzere oynayacağımız maçlarda bizi desteklemeye devam edecekler. Ekip olarak hiç kuşku yok ki kalan 7 haftada Fenerbahçe için elimizden gelenin en uygununu ortaya koyacağız.
“SORUMLUKLARIMIZ VAR”
Kulübe ve taraftarlara karşı sorumlulukları olduğuna dikkat çeken 36 yaşındaki futbolcu, kelamlarını şöyle noktaladı:
Bizler profesyoneliz. Sorumluluklarımız var. Hasebiyle bir sportmen olarak en doğrusunu yapmanız gerekiyor. Her şeyi en hakikat biçimde yapmanız gerekiyor zira karşınızda size güvenen milyonlar var. Hem kulüp için hem de size güvenen beşerler için her şeyin en doğrusunu yapmanız gerekiyor zira kulüp size bir sorumluluk veriyor aslında. Sizin de bu sorumluluğu güzel bir biçimde yerine getirmeniz lazım. Bununla başa çıkabilmeniz gerekiyor. Bu saydığınız ögeler, söyledikleriniz benim işimin bir kesimi. Olağan olan bu esasen. Kulübümüz için, ailemiz için, taraftarlarımız için en kıymetli şey aslında elimizden gelenin en uygununu ortaya koyabilmemiz. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Günün sonunda aynaya bakıp şunu diyebilmemiz gerekiyor; ‘Yapabileceğimin en güzelini yaptım, her şeyi yaptım.’ Bunu diyebilmek gerekiyor ki en değerlisi de aslında bana nazaran bu.
