By Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir canlı yayın programında terör örgütü PKK’nın kongresini toplaması ve çok değerli kararlar alındığını duyurması üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Fidan, hususa ait şunları söyledi:
“BİR SÜRE DAHA ANLAŞILAN BUNU BEKLEME DURUMUNDA OLACAĞIZ”
” Türkiye’nin terörle çaba tarihi ortada ve bilhassa cumhurbaşkanımızın başbakan olduğu yıllardan itibaren AK Parti hükumetlerinin art geriye hem demokrasi ilerletme hem ülkenin güvenliğini daha uygun noktaya getirme ve bunu yaparken de hem ulusal ideolojileri ve ulusal teknolojileri kullanarak ve ulusal karar alma düzenekler kullanarak bu işi bir yere getirme ile ilgili önemli bir irade savaşı oldu.
Geldiğimiz nokta prestijiyle bakacak olursak örgüt Sayın Bahçeli’nin tarihi çağrısıyla cumhurbaşkanımızın da sarsılmaz büyük kuşatıcı iradesiyle ortaya koyduğu sürece bir yanıt vermeyle ilgili bir kongre hazırlık süreci geçirdi. Bu son iki haftadır devam eden bir süreçti. Çeşitli formlarda toplanıp artık genel kongrenin kararını oluşturmaya çalışıyorlar anladığımız kadarıyla. Bugün haberlere bunların ilan edileceği bilgisi geçildi fakat bir süre daha anlaşılan bunu bekleme durumunda olacağız örgütün bu tarihi davete karşılığını duymak için.
“ARTIK BU İKİLİ HAYATA BİR SON VERİLMESİ GEREKİYOR”
Burada herkes âlâ ve optimist olmak istiyor hakikaten Türkiye’de geldiğimiz noktada aslında insanların tarihi aslında toplumsal kaynaşması, ulusal birlik, bütünlük, kardeşlik ve demokrasimizin geldiği nokta insanlarımızın siyaset yoluyla gündemlerini ilerletebilmeleri, istediği imkana sahip olmaları hiçbir ayrımcılığın olmaması problemi Türkiye’de aslında terörün tabanını çoktan ortadan kaldırmış durumda. Ancak yanıbaşımızdaki komşularda demokrasi eksikliğinin yahut istikrar eksikliğinin olduğu ülkelerde hala örgüt kendine yer bulabiliyor. Yani örgüt bu ikilemi yaşıyor Türkiye’deki kurallarla başka ülkelerdeki varlığı farklı formlarda. Münasebetiyle artık bu ikili hayata bir son verilmesi gerekiyor.
Bu noktada olağan ki beklentimiz olumlu bir yanıt çıkması tarafında lakin daha evvelki beyanlarımda da tabir ettim biz bütün hazırlıklarımızı gerek demokrasi yürüyüşümüzü gerek ülkemizin bağımsızlık ve ulusal birlik bütünlük çabasını kendi imkanlarımız ve uğraşımızı göz önüne alarak yapıyoruz fakat buradan olumlu bir karşılık çıkması bizim için natürel ki olağanüstü değerli bir konu olur. Bilhassa yani geçtiğimiz devirle kıyasladığımız vakit natürel ki şu anda geçtiğimiz sefer bu yapılırken yerdeki dinamik kurallar daha farklıydı yani Türkiye’nin terörle gayretindeki sahip olduğu imkan ve kabiliyetler, teknoloji, istihbarat ve operasyon kabiliyetleri daha sonluydu müddet içerisinde bunun ileri gitmesi olağanüstü değerli oldu.
“İNSANLARIN UYGAR BİR HALDE SİYASETİNİ İLERLETEBİLECEĞİ BİR YERİN İNŞASI İÇİN HERKESİN ÇALIŞMASI GEREKİYOR”
Süre içerisinde natürel ki bilhassa Türkiye’nin her tarafına götürülen altyapı üstyapı yatırımları ve hiçbir ayrımcılığın olmaması ülkedeki ekonomik refahı herkesin paylaşıyor olması demokrasinin aksaksız kesintisiz işliyor olması bu aslında bugün geldiğimiz noktada hem demokratik duruşumuz hem güvenlikle ilgili kat ettiğimiz ara bizi çok avantajlı duruma getirmiş durumda. Bu aslında örgütün bu noktada alacağı kararla ilgili işini de kolaylaştıran bir nokta. Örgüt lideri Öcalan da adadan yaptığı davetle temel prestijiyle bütün bu koşulları göz önüne alarak bu çağrıyı yaptı. Kongrenin toplanmasını ve örgütün kendini feshetmesini silahları bırakmasını ve illegaliteye son vererek yasal tabanda hayat bulması konusunda bir davet var. Silahların olmayacağı illegalitenin son bulacağı ve yasal imkanlarla insanların kendi uygar bir halde siyasetini ilerletebileceği bir yerin inşası için herkesin çalışması gerekiyor.
İllegalitenin son bulması şu demek: artık silahların bırakılması tek başına yetmiyor yani insanların silahı bıraktıktan sonra, çağdaş vakitlerde zati üç yüzer dört yüzer biçimde silahlı ögelerle dolaşamıyorlar bu kadar hava üstünlüğünün olduğu bir yerde örgütler kabiliyetlerini ve imkanlarını kentlere kaydırıyorlar. Oradaki yasa dışı örgütlenmeler milis örgütlenmeleri gerektiği vakit silah kullanacak ögelerin hazır tutulması sıkıntısı üzere yasa dışı yapıları istihbari yapılarının ortadan kaldırılması gerekiyor. Demokratik, şeffaf, herkesin görebileceği hesap verilebilir bir örgütlenme modelini, nasıl bütün siyasi partilere derneklere vakıflara sivil toplum kuruluşlarına Türkiye’de bu imkan tanınıyor. Örgüt için kolay bir karar değil kendi içerisinde de çok fraksiyonların olduğu bir konu lakin örgüt liderliğinin bu bahiste ortaya koyduğu açık tutumun bir yanıt bulması beklentisi var. Ondan istifadeyle gündem ilerletilmesi.
“ARTIK SİLAHLI GAYRETİN OLMADIĞI, HERKESİN ÖZGÜRLÜĞÜ PAYLAŞTIĞI BİR BÖLGEYİ İNŞA ETMEMİZ GEREKİYOR”
Bu örgüt için kolay bir karar değil. Kendi içerisinde de çok franksiyonların olduğu bir konu lakin örgüt liderliğinin bu mevzuda ortaya koyduğu açık halin karşılık bulması beklentisi var. Yani burada dediğim üzere biz de olumlu bir beklenti içindeyiz fakat olmaması demek de hayatın sonu değil. aslında olumlu olmayan bir duruma nazaran biz gayret içerisindeyiz. Toplumsal birliğimiz, demokrasimiz, mücadelemiz… Lakin bu olursa hakikaten günahsız insanların, suçsuz gençlerin dağa çıkması, kanın akması, toplumsal birliğin daima bir tehdit altında olması, bir grup daha ileri bölgesel tertibin kurulması… Bu Irak’a da tesir edecek, Suriye’ye de tesir edecek. Oralarda yapılması beklenen birebir Türkiye’deki üzere çok ileri yatırımlar var. Kalkınma yolu bir taraftan, artık Suriye’de yeni bir sistem kuruluyor. Artık silahlı uğraşın olmadığı, herkesin birbirine hürmet duyduğu ve refahı paylaştığı, özgürlüğü paylaştığı bir bölgeyi inşa etmemiz gerekiyor.
PKK’YA DAYANAK VEREN ÜLKELERİN TUTUMU NE OLUR?
Örgütün süreç içerisinde bir vekil öge olarak yabancıların tabirinde proxy olarak kullanıldığı hizmet verdiği ayakta kalmak için ülkeler ortasında yani asli emelinin dışında öbür ülkelere hizmet sunduğu ortada. Bu yani bin kere ispatlanmış bir husus. Ben örgütteki insanların da artık bundan çok fazla şad olduğunu düşünmüyorum yani varlıklarını diğer ülkelere hizmet sunarak devam ettirme ne kadar onurlu bir duruş o da tartışılabilir bir mevzu. Münasebetiyle var olan yeni koşullara nazaran bir durumu meydana getirecek bir karar alma süreci içinde olmaları gerekiyor. Artık öteki ülkelerin durumu ne olur? Doğal ki PKK’nın mevcut haliyle Türkiye’ye ‘kan kaybettirecek’ bir durumda olması Türkiye ile bölgesel yarış içerisinde olan muhakkak ülkelerin yalnızca bulunduğumuz bölgede değil Türkiye’yi kendisine rakip görüp fakat buradaki kan kaybının Türkiye’yi orada kan kaybını yaşattığını düşünen ülkeler de var. Türkiye üzere potansiyeli çok yüksek ve bunu gün geçtikçe güçlü bir liderlikle cumhurbaşkanımız liderliği ile hayata geçiren kendi potansiyelini hayata geçiren realize eden bir ülkenin kan kaybı bir çok ülkenin işine gelir. Biz bunların üstesinden geliriz.
“SURİYE VE IRAK’TAKİ AYAKLARINA NASIL YANSIYACAĞINI GÖRECEĞİZ”
“Suriye ile ilgili temel kararların Suriyeliler tarafından alınması prensibiyle biz hareket ediyoruz bu kıymetli bir mevzu. Bizim için kıymetli olan başından beri Türkiye’yi de etki altına alan silahlı terör ögelerinin bölgede olmaması. Artık PKK’nın kendisine lağvetme ve silahları bırakma kararı alması durumunda bunun Suriye ve Irak’taki ayaklarına nasıl yansıyacağı sıkıntısını vakit içerisinde daima bir arada göreceğiz. Şu anda bir ekip ileri yorumlar ve okumalar yapıp varolan potansiyel hususları da aslında önüne geçmekte istemiyorum ancak bütün bunların hepsini görüyoruz, tartışıyoruz çok fazla alternatif senaryomuz var çok fazla bir ortaya geliyoruz. İstihbarat, Dışişleri, İçişleri, Savunma, cumhurbaşkanımız çok bu hususlara arz ediyoruz.
Bu bahiste bütün alternatif hususlara hazırız fakat dediğim üzere ya siyasi irade şu anda aslında beklenti terörle gayretin de ötesinde biraz artık Türkiye’nin kendi tarihî mümtaz toplumsal dokusunu artık toplumsal siyasete yansımış olması olağanüstü kıymetli olur. Onun için bu işin sembolizmi de son derece değerli diye düşünüyorum. Yani pratikte aslında biz ortaya koymamız gereken hem güvenlik çabasını terörle çabayı hem de demokrasi gayretini yaptık. Bundan sonrası dediğim üzere sembolizmle artık insanların daha güzel bir Türkiye için birlikte çalışabilecekleri bir ortamı oluşturmak.
Suriye ve Irak’ta önemli bir kaygan taban var. Artık buradaki kaygan tabanın genel prestiji ile daha uygunlaştırılması için Türkiye hakikaten çok yapan bir dış siyaset izlemekte. Çok bütüncül yaklaşıyoruz biz yalnızca kendimize ilişkin konuları göz önüne almıyoruz, biz daima şunun farkında olduk hükümet olarak baştan beri: Ülkenin tamamı ile ilgili bir yapan zihniniz yoksa kuşatıcı zihniniz yoksa oradaki rastgele bir modül sorunu çözmeyle uğraşmanız size bir şey getirmiyor. 30 sene de uğraşsanız bir şey yapamazsınız. Ülkenin tamamını yönelik bir vizyonunuzu ve bir kapsayıcı idrakınızın olması gerekiyor. Bu Irak olur Suriye olur öbür bir sorunlu ülke olur lakin şu anda dün Irak başbakanı da Türkiye’deydi gördüğünüz yani hakikaten Irak her geçen gün daha çok istikrara giden daha çok toplumsal hizmetlere odaklanan bir noktaya yanlışsız gidiyor. Biz de bunu teşvik ediyoruz. Irak, Suriye, Türkiye’nin belirli bölgeleri, bölgesel çatışmaların silahlı çatışmaların yer aldığı bir yer değil, tıpkı dünyanın öbür taraflarında olduğu üzere batıda olduğu üzere zira imkanımız var kaynaklarımız var üstün bir medeniyetimiz var neden biz herkesi tatmin eden siyasal sistem ve barış ortamı kurmayalım.”
