By
DEM Parti Eş Genel Lideri Tuncer Bakırhan, “İnsani ve somut kimi düzenlemelerin bayram sonrasına bırakılmadan yapılması, Türkiye’nin önünü açacaktır. Kurban Bayramı’nı, ikili bayram haline getirecektir” dedi.
DEM Parti Eş Genel Lideri Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM küme toplantısında konuştu. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı vazifesinden uzaklaştırılan DEM Parti’li Ahmet Türk küme toplantısına katıldı. Geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle hayatını kaybeden Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Öncü’nün fotoğrafı, Bakırhan’ın konuşmaya yapacağı kürsünün yanına konuldu. Bakırhan, Türkiye’nin tarihi bir süreç içerisinde olduğunu belirterek, ” PKK’nın yaptığı kongre ve akabinde 12 Mayıs’ta açıklanan kararlar, demokratik tahlil için bir talih, barış için çok kıymetli bir fırsat ortaya çıkarmıştır. 12 Mayıs, Türkiye’de artık bir takvim yaprağı değil, geçmişin bütün yüklerini hafifletmenin başlangıç günü olarak tarihe geçecektir. Uğraş edenlerin, bedel ödeyenlerin ve bugün ortamızda olmayan yol arkadaşlarımızın, en değerlisi de anne ve babalarımızın duasıyla bugünlere gelebildik. Barış ve demokrasi uğraşında yitirdiğimiz her bir canımızı minnetle bir defa daha anıyoruz. Dün, Türkiye ve Orta Doğu’nun en tarihi günlerinden birini yaşadık. 27 Şubat’tan 12 Mayıs’a uzanan bu kısa ancak tarihi süreç, bir devrin kapanışını yeni bir periyodun açılışını ilan etti” sözlerini kullandı.
‘BAHÇELİ’NİN YAKLAŞIMINI DESTEKLİYORUZ’
Başta TBMM olmak üzere siyasi partiler, sivil toplum, demokratik kitle örgütleri, aydınlar, muharrirler ve sanatkarların, sürecin gerçek sahibi olduğunu aktaran Bakırhan, “Sürecin muvaffakiyete ulaşmasında ellerinden geleni yapacaklarından kuşkumuz yoktur. Bu süreç ile birlikte çok kıymetli açıklamalar yapıldı. Bu sürece katkı sunacak 2 açıklama yapıldı. Sayın Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada, barış havasının, kalıcı ve gerçekçi olmasını, siyasi ve hukuksal adımlarla siyasetin güçlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Bu yapan yaklaşımı yürekten desteklediğimizi belirtmek istiyorum. Yeniden birebir biçimde Sayın Özgür Özel’in, ‘Kalıcı toplumsal barışın olması atılacak adımların samimiyetine, hukukiliğine bağlıdır’ tespiti de son derece değerli ve kıymetlidir. Bu açıklamalardan sonra bu vesileyle insani ve somut kimi düzenlemelerin bayram sonrasına bırakılmadan yapılması, Türkiye’nin önünü açacaktır. Kurban Bayramı’nı, ikili bayram haline getirecektir. Bu bahiste da yürütme erkinin üzerine düşen vazife ve sorumluluğu yerine getirmesini beklediğimizi belirtmek istiyorum” diye konuştu.
Bakırhan, devleti ve Cumhuriyet’i demokrasi ile buluşturmak için yasal ve kurumsal bir yerin inşa edilmesi gerektiğini ve TBMM’nin bu noktada siyasetler geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
‘YÜRÜTME KİMİ ADIMLARI ATABİLİR’
Grup toplantısının akabinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakırhan, bundan sonra izlenecek adımlara ait, “Toplumun beklentilerini hepimiz biliyoruz. Bayram öncesi bizim halktan en çok duyduğumuz talepler, hasta tutsaklar, cezaevinde bulunan yüz binler ile ilgili, yasal adımlar olmadan da adımlar atılabilir. Tekrar Öcalan’ın şartları. Biraz kuşkusu olan toplumun bu sürece inanması için yürütmede bulunan yürütme erki kimi adımları atabilir” dedi.
‘SİLAHLARIN NEREDE BIRAKILACAĞINI BİLMİYORUZ’
PKK’nın silahları nereye teslim edeceğine ait soru üzerine Bakırhan, “Biz Kandil’in üyesi ya da yöneticileri değiliz, DEM Parti’yiz. Bu işler devlet ile örgüt ortasındaki teknik sıkıntılardır. Silahların nerede, kime bırakılacağını bilmiyoruz. Bizi nasıl tanımlıyorsunuz onu da bilmiyorum; lakin biz daha çok PKK’nın topladığı kongre ve açıkladığı kararların kıymetli olduğunu ve yeni bir devrin kapısını aralayan bir süreç olduğunu ve Türkiye’nin de bu gündemi konuşması, tartışması gerektiğini düşünüyoruz. Detaylara, teknik problemlere boğulmamak gerekiyor. Emin olun yeni bir kapı aralandı, yeni bir süreci tartışıyoruz, bunun muvaffakiyete ulaşması için başta siyaset olmak üzere hepimizin üzerine büyük vazife ve sorumluluklar düşüyor” değerlendirmesinde bulundu.
Bakırhan, PKK’nın silahları bırakma ve fesih açıklamasında yer alan Lozan Antlaşması ile ilgili soru üzerine, “Bence bu süreç ilerlerse muhataplarına bu soruyu sorabilirsiniz, yeterli bir şey de yapmış olursunuz. Biz de duymuş oluruz” dedi.
