By
TÜRKİYE Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nın 2024 yılı prestijiyle Türkiye’de zarurî hale geldiğini, Mali Müşavirlerin rolünü kayıt tutmaktan çıkarıp, stratejik danışmanlık pozisyonuna taşıdığını söyleyen, Özgür Muhasebeci ve Mali Müşavir Mustafa Köksoya, “Mali Müşavirler, şirketlerin bu yeni raporlama çerçevesine ahenk sürecinde kritik ve geniş kapsamlı sorumluluklar üstleniyor. Öncelikle şirketlerin sürdürülebilirlik ile ilgili data toplama, ölçme ve kıymetlendirme süreçlerinin hakikat ve emniyetli bir biçimde kurgulanmasında etkin rol alıyor” dedi.
Köksoya, “Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) yürürlüğe girmesiyle işletmeler için sürdürülebilirlik artık yalnızca bir tercih değil, stratejik bir gereklilik olarak öne çıkıyor. TSRS, şirketlerin çevresel, toplumsal ve yönetişim (ÇSY) performanslarını finansal sonuçlarıyla birlikte şeffaf bir biçimde raporlamasını mecburî kılarak, paydaş beklentilerini karşılama ve uzun vadeli paha yaratma maksatlarına ulaşmada kritik bir rol oynuyor. Bu standartlara ahenk sağlamak, yatırımcı inancını artırmayı, riskleri faal bir halde yönetmeyi ve rekabet avantajı elde etmeyi sağlıyor. Global sürdürülebilirlik gayelerine katkıda bulunarak kurumsal prestijin güçlenmesine de imkan tanıyor” dedi.
‘MALİ MÜŞAVİRLER, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK SEYAHATİNDE YALNIZCA TEKNİK DAYANAK VERMEKLE KALMAYACAK’
Mali Müşavirlere düşen sorumluluklar hakkında bilgi veren Köksoya, “Mali Müşavirler, şirketlerin bu yeni raporlama çerçevesine ahenk sürecinde kritik ve geniş kapsamlı sorumluluklar üstleniyor. Öncelikle şirketlerin sürdürülebilirlik ile ilgili data toplama, ölçme ve kıymetlendirme süreçlerinin gerçek ve sağlam bir halde kurgulanmasında faal rol alıyor” sözlerini kullandı.
Köksoya, “Hazırlanan sürdürülebilirlik raporlarının TSRS ile tutarlılığının sağlanması, raporlama standartlarına uygunluğunun denetlenmesi ve şeffaflık prensibi doğrultusunda gerçek bilgilerin sunulması konusunda kıymetli bir sorumluluk taşıyor. Ayrıyeten, şirket idaresini TSRS’nin gereklilikleri, potansiyel tesirleri ve stratejik ehemmiyeti konusunda bilgilendirmek, sürdürülebilirlik performansını tahlil ederek güzelleştirme alanlarının belirlenmesine takviye olmak ve bu alanda danışmanlık hizmeti sunmak da Muhasebe ve Mali Müşavirlerin vazifeleri ortasında bulunuyor. TSRS’nin uygulanmasıyla birlikte Muhasebeci ve Mali Müşavirler, şirketlerin sürdürülebilirlik seyahatinde yalnızca teknik takviye vermekle kalmayıp, birebir vakitte stratejik bir ortak ve emniyetli bir danışman olacak” diye konuştu.
Köksoya, “TSRS, şirketlerin çevresel ve toplumsal tesirlerini şeffaf bir biçimde raporlamalarını sağlayarak, sürdürülebilirlik performanslarının karşılaştırılmasına imkan tanıyor. Bu durum, rekabet avantajı yaratma, yatırımcıların sürdürülebilirlik odaklı tercihlerine karşılık verme ve kesimdeki en güzel uygulamaların yaygınlaşmasına katkıda bulunuyor. Lakin, kelam konusu raporlama sürecinin gerçek adımlarla tamamlanması için uzman danışmanlarla çalışmak kural. Biz de mesleksel ve entelektüel birikime sahip uzmanların bir ortaya geldiği grubumuzla, geleceğin fırsatlarına ve değişime yeni fikirlerin gücüyle öncülük ediyoruz. Müşterilerimizin potansiyelini ve beklentilerini gerçek okuyarak bunlara özel stratejiler geliştiriyoruz” dedi.
Köksoya, “Sürdürülebilirlik raporlaması, mesleğimiz için yeni bir uzmanlık alanı yaratıyor. Hatta şirketlerin ÇSY performanslarını gerçek bir halde ölçme, tahlil etme, raporlama ve bu bilgileri finansal datalarla entegre etme muhtaçlığı, nitelikli Mali Müşavirlere olan ihtiyacı her zamankinden daha da artırıyor. Bu bağlamda, Mali Müşavirler yalnızca finansal tabloların doğruluğunu teyit eden bir rol modelinden fazla, sürdürülebilirlik stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanması süreçlerinde etkin birer danışman ve ortak oluyor. Sürdürülebilirlik odaklı bir vizyonla donanmış ve bu alandaki bilgi birikimini daima şimdiki tutan bizim üzere Mali Müşavirler, geleceğin iş dünyasında daha da merkezi bir pozisyona yükselecek” tabirlerini kullandı.
